Makale ve Yayınlar

ARAÇ DEĞER KAYBI - DEGER KAYBI TESPİTİ - RAYİC BEDEL

Maddi hasarlı trafik kazalarında kazaya karışan araçlar polis çağırmaksızın kendi aralarında kaza tespit tutanağı düzenleyebilirler. Maddi hasarlı trafik kazası sonucu tarafların tutanağın tutulması bakımından anlaşamaması durumunda kaza maddi hasarlı da olsa polis çağırmak ve tutanak tutulmasını sağlamak gerekmektedir. Aksi takdirde zorunlu sigorta(trafik sigortası) ve ihtiyari sigorta(kasko) ile aracın onarılmasını veya perte çıkartılmasını sağlamak güçleşebilir. Araç Değer Kaybı Tazmınatı ,genel anlamıyla hasar gören aracın durumunu niteleyen bir kavramdır. Araç değer kaybı, hasar alarak onarım gören aracın ikinci el piyasa değerindeki düşüşü ifade eder. Kaza geçirip hasar gören araç, en iyi şekilde tamir edilmiş olsa bile değerinde bir düşüş olacağından araçta meydana gelen değer kaybına istinaden belirlenecek tazminatı ifade eder. Kusuru olmaksızın trafik kazasında aracı hasar gören sürücülerin araçları karşı tarafın trafik sigortasından, karşı tarafın sigortası olmaması durumunda ise sizin kaskonuz tarafından karşılanmaktadırHasar gören araç yetkili servisi tarafından onarılmakta ve gerekli parçaları ise orijinalleri ile değiştirilmektedir. Ancak sonraki süreçte araçta hasar kaydı bulunacaktır. Bir araçta hasar kaydının bulunması aracın ikinci el piyasa değerinin altında satılmasına ve kimi zaman da alıcı dahi bulunamamasına neden olabilmektedir. Yine Dava sürecinde aracınızda meydana gelen hasarın miktarını talep edebileceğiniz gibi, aracın tamiri için gereken zararı,İkame araç bedelini ve araç hasarlı olduğu için uğradığı değer kaybını da karşı taraftan talep edebilirsiniz. Araç Değer kaybı davasında zamanaşımı süresi kazanın meydana gelme tarihinden itibaren 2 (İki) yıldır. Ancak Ölümlü yada yaralanmalı bir kazadaki maddi hasara ilişkin zamanaşımı süresi değişmektedir. Maddi hasarlı bir trafik kazası nedeniyle aracınız değer kaybettiyse kazanın meydana gelmesinde sizin dışınızdaki kusur durumunun varlığına göre, karşı tarafın kusur oranına göre karşı aracın trafik poliçesine araç değer kaybı tazminatı davası açmanız gerekmektedir.

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nce 23.09.2010 tarihinde yayınlanan sektör duyurusu ile araç değer kaybı tespitinin kara araçları branşında ruhsat sahibi sigorta ekspertsiz tarafından yapılabileceği belirtilmiştir. Yani araç değer kaybı hesaplaması ekspersizlerce yapılmaktadır. Araç değer kaybı hesaplaması için hasar geçmişi ve niteliği, kilometresi, marka ve model bilgisi, üretim yılı, trafiğe çıkış tarihi, Pazar değeri gibi farktörler esas alınmaktadır.

Mahkemeler öncelikle bilirkişi incelemesi talep etmektedirler. Araçlarda kaza sonrası değer düşüklüğü, araçtaki hasarın büyüklüğü, dolayısıyla yapılan onarımın büyüklüğü ve tamirat sırasında işçilik kalitesi ile doğru orantılı olarak değişir. Sonuç olarak değer tespit ve tazminat davası açılabilmesi için karşı tarafın kazada kusurlu olması ve onarım yapılan kısımların kaza öncesi sağlam ve orijinal olması gerekmektedir. Çünkü daha önce örnek vermek gerekirse şasi bir onarım gördüyse bu durum aracın daha önce de kaza geçirdiğini gösterir. Yani araç daha önce değer kaybı yaşamıştır ve bu durumda ikinci bir değer kaybından söz edilemez. Bunun yanında farlar, silecekler, camlar, stoplar, tamponlar ve jantlar gibi onarım gerektirmeyen değişim isteyen parçalar için değer kaybı uygulanmamaktadır.

Araç Değer Kaybı için Yargıtay Emsal kararlarından biri şu şekildedir; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 18.03.2002 tarihli E. 2001/12342, K. 2002/3124 Kararında "... Dava trafik kazasından doğan tazminat isteği olup mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ait araçta değer kaybı olmayacağı benimsenmiştir. Aracın onarıldıktan sonra mübadele ( rayiç ) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır.izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.O halde mahkemece sadece aracın resmi oluşu nedeniyle piyasada alım satımı yapılmayacağı ve ekonomik ömrünün sonuna kadar kullanılacağı gerekçeleriyle değer kaybı olmayacağını belirten bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması hatalıdır.. 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 16.02.2009 tarih E:2008/2862, K:2009/682 sayılı kararında sigortalının hasarlanan parçanın 2. el çıkma parça ile değişimine zorlanamayacağı;19.10.2009 tarih ve E.2009/3575, K:2009/6507 sayılı kararında, işletene halef olarak sorumlu tutulan sigortacının, Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca motorlu aracın neden olduğu riziko nedeniyle meydana gelen gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğu; 01.05.2006 tarih ve E:2006/2450, K:2006/3866 sayılı kararında; davacının gerçek zararının belirlenmesi için aracın tamirinde orjinal parçalarının kullanılması ve orjinal parça değerlerinin esas alınmasının gerektiği, sigorta eksperinin tamirde kullanılmış çıkma parça kullanılması nedenine dayalı olarak zarar belirlemesinin isabetli olmadığı içtihat edinilmiş; yine aynı Daire'nin 26.03.2013 tarih ve E:2012/13481, K:2013/4273 sayılı kararında ise; davacı ile davalı sigorta arasında aksi yönde yapılmış bir anlaşma bulunmadığı sürece sigortacının, sigortacı aracın tamiri için orijinal parça bedellerine göre zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir