17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7890 E. , 2018/1130 K.

17. Hukuk Dairesi         2015/7890 E.  ,  2018/1130 K.

  •  


    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R - 
    Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesiyle sigortalı bulunan ... plakalı aracın üzerine 24/07/2010 tarihinde, davalıya ait ve davalı sorumluluğunda bulunan inşaat halindeki binadan cisim düşmesi sonucu hasar meydana geldiğini, ekspertiz incelemesi sonucu 3.895,00-TL hasarın müvekkili şirketçe ödendiğini belirterek 3.895,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 
    Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, zararın müvekkili davalıya ait binadan kaynaklanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.620,00-TL'nin 14/09/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 1.275,00-TL'nin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı HMK.'nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820,00 TL’ye çıkarılmıştır.Temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden reddedilen 1.275,00 TL yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. BK'nın 58. maddesinde düzenlenen bina sahibinin sorumluluğu kural olarak (mülga) Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinin 1. bendinde yazılı bir yıllık zamanaşımına tabidir.BK’nın 60. maddesinde de, haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.Somut olayda dava konusu olay 24.07.2010 tarihinde meydana gelmiştir. Bu halde, mahkemece,olay tarihi ile dava tarihi arasında (mülga) BK'nın 60. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olmasına ve davalı vekilinin esasa cevap süresinde zamanaşımı def’inde bulunmasına göre zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, esasa girilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 20.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.