Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/5802 E. , 2017/2928 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizce verilen 15.12.2014 gün ve 2014/12640 E. 2014/19741 K. sayılı karar usul ve yasaya uygun olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 16/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/1884 E. , 2017/2929 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizce verilen 04/04/2016 gün ve 2016/2995 E. 2016/3579 K. sayılı karar usul ve yasaya uygun olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 16/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/7936 E. , 2017/2865 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/02/2016 tarih ve 2015/821-2016/52 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Federal Almanya Cumhuriyeti Berlin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 3 O 191/10 sayılı kararı ve bu kararın temyiz incelemesi sonucu verilen Federal Almanya Cumhuriyeti LG Berlin Yüksek Mahkemesi'nin 19 U 32/12 sayılı kararın Türkiye'de kesin hüküm kuvvetine haiz olması amacıyla MÖHUK'ün 58. maddesinde aranan tüm şartları taşıdığını ileri sürerek bu kararların tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından MÖHUK'ün 53. maddesine belirtilen belgelerin sunulduğu, yine aynı Kanun'un 54. maddesinde belirtilen şartların bulunduğu gerekçesiyle Federal Almanya Cumhuriyeti Berlin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29.05.2012 tarih, 3 O 191/10 sayılı kararı ve Federal Almanya Cumhuriyeti LG Berlin Yüksek Mahkemesi'nin 19 U 32/12 sayı ve 04.12.2012 tarihli kararlarının tanınmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/1648 E. , 2017/2853 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizce verilen 04.04.2016 gün ve 2015/8750 E. 2016/3628 K. sayılı karar usul ve yasaya uygun olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 12/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/2494 E. , 2017/2852 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizce verilen 03.12.2014 gün ve 2014/11131 E. 2014/18910 K. sayılı karar usul ve yasaya uygun olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 12/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/1845 E. , 2017/2855 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava, hayat sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/1899 E. , 2017/2856 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava, üst işverence yapılan ödemenin alt işverenlerden tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/34 E. , 2017/2826 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/09/2014 gün ve 2014/377-2014/533 sayılı kararı bozan Daire’nin 17/06/2015 gün ve 2015/1445-2015/8417 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalı...Sanayi Ticaret A.Ş'ye ait 2000/03884 tescil numaralı ...markasının listesinde bulunan bir kısım ürünler yönünden kullanılmadığını, ayrıca markanın marka vasfı da olmadığını, davalı şirketin 2003/4365 Sayılı ... ibareli markasının da 556 sayılı KHK'nın 7/1-c-d maddeleri gereğince mutlak red sebepleri uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini ileri sürerek, davalı markalarının hükümsüzlüğüne ve hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 2003 4365 tescil sayılı ...ibareli markasının 556 sayılı KHK'nın 7/1-c-d maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne, 2000/3884 tescil sayılı ... markasının kullanılmayan ürünler itibariyle 556 sayılı KHK'nın 14 ve 42'nci maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne yönelik talebin Anayasa Mahkemesi'nin kararı nazara alınarak reddine, aynı marka ile ilgili 556 sayılı KHK'nın 7/1-c-d maddeleri gereğince hükümsüzlük talebi ile ilgili karar Yargıtay denetiminden geçmekle ve bozma sebebi yapılmamış olduğundan bu konuda ayrıca karar tesisine yer olmadığına dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince düzenlenen rapordaki açıklama itibariyle esasen uyuşmazlık konusu 2003 04365 sayılı “...” markasının ciddi şekilde kullanımı sonucunda 556 sayılı KHK'nın 7/son maddesi anlamında ayırt edicilik kazandırılmadığının kanıtlanamamış bulunmasına, ayrıca mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulduğu takdirde uyuşmazlık konusu 2000 03884 sayılı “...” markası hakkında 556 sayılı KHK'nın 14. maddesine dayalı iptal davası bakımından da karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline ilişkin 14.12.2016 tarihli 2016/148 Esas ve 2016/189 Karar sayılı kararının re’sen dikkate alınacağının tabi bulunmasına göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 7,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2015/12148 E. , 2017/2830 K.
"İçtihat Metni"
-MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2013/324-2014/299 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/05/2017 günü hazır bulunan davacı asil ... ile davalı vekil Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankanın kurucu hissedarı ve 1 adet kurucu intifa senedi sahibi olduğunu, davalı bankanın 2012 yılında 307.263.663,00 TL kar elde ettiğini, Bankanın 27.05.1950 tarihli Anasözleşmesinin kar dağıtımına dair 58. maddesine göre, net kardan gerekli indirimler yapıldıktan sonra geriye kalan bakiyenin % 5'inin 100 adet kurucu intifa senedi sahibine ait olduğunu, 2012 yılına ait dağılması gereken 1 adet kurucu intifa senedine ait kar bedelinin 104,199,00 TL olduğunu, anasözleşme gereği söz konusu kar payının kendisine ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalı bankaca haksız yere itiraz edildiğini, 58. maddede yapılan değişikliğin geçersiz olduğunu ileri sürerek, sahip olduğu 1 adet intifa senedi için 58. maddeye göre tarafına ödenmesi gereken net karın 2012 senesi için hükmen tespitine, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibinin devamına, icra inkar tazminatı ödenmesine, anasözleşmenin kar dağıtım ile ilgili maddesinde yapılan değişikliğin geçersiz olduğuna, anasözleşmenin tarafı kuruculardan her birinin ayrı ayrı yazılı muvafakati olmadan kurucu aleyhine anasözleşmede değişiklik yapılamayacağının, yapılırsa geçersiz olduğunun hükmen tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının eksik aldığı kar payı alacağı bulunmadığını, davacının geçersizliğini iddia ettiği anasözleşme değişikliğiyle ilgili daha önce açtığı davalarda bu talebinin kabul görmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı bankanın anasözleşmesinin ''Karın Dağıtımı'' başlıklı 55. maddesinde kurucu hisselerin ödenmiş sermayenin 200.000 TL'lik bölümü ile sınırlı olmak üzere gerekli karşılıklar ayrıldıktan sonra net kardan %5 pay alma haklarının olduğu, davacının 1992 yılından itibaren tarafına eksik ödeme yapıldığı iddiasıyla daha önce açtığı davaların aleyhine sonuçlandığı, bankanın 27.03.1992 yılında yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında kurucu hisselere safi kardan ayrılacak miktarın ödenmiş sermayenin 200.000 TL'lik bölümü ile sınırlandırılması ve buna ilişkin anasözleşme değişikliğinin oy çokluğuyla kabul edildiği, davalı şirketin kar dağıtımına ilişkin esas sözleşme hükmünün 1993 yılından beri yürürlükte olduğu, davalı bankanın 2012 yılı net karının 307.263.663,43 TL olduğu, bu miktardan zaruri kalemlerin indirilmesinden sonra kalan 208.395.830,38 TL kar bakiyesinin anasözleşmenin 55. maddesinin c fıkrasına göre %5'i olan brüt 1.894,51 TL'nin beher kurucu hissesine 18,95 TL hesabıyla isabet ettiği, belirtilen esas sözleşme maddesine dayalı olarak kurucu intifa senedi sahiplerine dağıtılması öngörülen 1 hisse için 18,95 TL kar payının doğru olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, borçlunun takibe itirazının 18,95 TL asıl alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatı tahsiline, borçlu davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/367 E. , 2017/2837 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Asıl ve karşı dava, haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.10.2016 tarih ve 2016/2111 – 8291 sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile asıl davaya yönelik hükmün davacı yararına bozulmasına, karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle karşı dava bakımından verilen hükmün onanmasına karar verilmiş, sözü geçen ilam aleyhine davalı-karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, bu aşamada taraf vekillerinin ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerle açtıkları davalardan feragat ettiklerini karşılıklı olarak bildirdikleri gözlenmiş olmakla, dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Taraf vekillerinin asıl ve karşı dava bakımından davadan feragate ilişkin beyanlarının, HMK'nın 74. maddesi de gözetildiğinde, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle asıl ve karşı davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen Dairemizin karşı davada verilen hükmün onanmasına ve asıl davada verilen hükmün bozulmasına ilişkin ilamının kaldırılmasına, asıl ve karşı dava bakımından verilen mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 20.10.2016 tarih ve 2111-8291 sayılı onama-bozma kararının kaldırılmasına, asıl ve karşı dava bakımından yerel mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz başvuru ve temyiz ilam harcının isteği halinde temyiz eden davacı - karşı davalıya iadesine, ödediği peşin temyiz, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde temyiz eden davalı - karşı davacıya iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/2310 E. , 2017/2841 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Dava, davalının haksız ve kötüniyetle elinde bulundurduğu ileri sürülen çekin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava reddedilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davacı vekilinin 23.03.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davacı vekilinin yukarda sözü edilen dilekçesi, temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup HMK'nın 74. maddesi de gözetildiğinde sonuç doğurucu nitelikte bulunduğundan temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/8445 E. , 2017/2842 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı tazminat davasında mahkemece verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı olup davanın reddine dair kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada davacı asilin 28.03.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği gözlenmiş olmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık taraflarca üzerinde serbestçe tasarruf edilebilir niteliktedir. Davadan feragat karar kesinleşinceye değin yapılabilir ve yapıldığı anda kesin hüküm etkisi yaratır. Davacı asilin usulen tevsik olunan davadan feragate ilişkin beyanının, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davacı yanın davadan feragatine ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yanın davadan feragatine yönelik bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/11332 E. , 2017/2838 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava kabul edilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davalı vekilinin 03.04.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davalı vekilinin yukarda sözü edilen dilekçesi, temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup HMK'nın 74. maddesi de gözetildiğinde sonuç doğurucu nitelikte bulunduğundan temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/5126 E. , 2017/2839 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Dava, davacı adına tescilli faydalı modele tecavüzün tespit ve meni ile tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava kabul edilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davalı vekilinin 04.04.2017 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davalı vekilinin yukarda sözü edilen dilekçesi, temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup HMK'nın 74. maddesi de gözetildiğinde sonuç doğurucu nitelikte bulunduğundan temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/4651 E. , 2017/2843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti davasında mahkemece verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı olup davanın reddine dair kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada davacı şirket yetkililerinin 27.03.2017 tarihli ortak imzalı dilekçeleri ile taraflar arasındaki sulh ve ibra protokolüne dayalı olarak davadan feragat ettiğini bildirdiği gözlenmiş olmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık taraflarca üzerinde serbestçe tasarruf edilebilir niteliktedir. Davadan feragat karar kesinleşinceye değin yapılabilir ve yapıldığı anda kesin hüküm etkisi yaratır. Davacı şirket yetkililerinin usulen tevsik olunan davadan feragate ilişkin beyanının, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davacı yanın davadan feragatine ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yanın davadan feragatine yönelik bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davacı yan vekilinin temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/6582 E. , 2017/2840 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava reddedilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davacıların 27.01.2017 tarihli ortak imzalı dilekçeleri ile temyiz isteminden vazgeçtiklerini bildirmiş oldukları anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davacıların yukarda sözü edilen dilekçesi, temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup sonuç doğurucu nitelikte bulunduğundan temyiz istemlerinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/11543 E. , 2017/2845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava, 30.07.2015 tarihli, 15.000 TL değerindeki çekten ötürü borçlu bulunmadığının tespiti ve çekin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava zayi nedeniyle çek iptali olarak nitelendirilmek suretiyle reddedilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davacı asilin 28.04.2017 tarihli dilekçesine istinaden dava konusu çek bedelini ödediğinden bahisle temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davacının yukarda sözü edilen dilekçesi, iradenin açıklığı karşısında temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı yanın temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/11543 E. , 2017/2845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava, 30.07.2015 tarihli, 15.000 TL değerindeki çekten ötürü borçlu bulunmadığının tespiti ve çekin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile dava zayi nedeniyle çek iptali olarak nitelendirilmek suretiyle reddedilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup mümeyyiz davacı asilin 28.04.2017 tarihli dilekçesine istinaden dava konusu çek bedelini ödediğinden bahisle temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiş olduğu anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Feragat, HMK’nın 307. maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Mümeyyiz davacının yukarda sözü edilen dilekçesi, iradenin açıklığı karşısında temyiz talebinden vazgeçme mahiyetinde olup temyiz isteminin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı yanın temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/10487 E. , 2017/2844 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Asıl ve karşı dava, haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece yukarda tarih ve numarası verilen karar ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.10.2016 tarih ve 2016/2111 – 8291 sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile asıl davaya yönelik hükmün davacı yararına bozulmasına, karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle karşı dava bakımından verilen hükmün onanmasına karar verilmiş, sözü geçen ilam aleyhine davalı-karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, bu aşamada taraf vekillerinin ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerle açtıkları davalardan feragat ettiklerini karşılıklı olarak bildirdikleri gözlenmiş olmakla, dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Taraf vekillerinin asıl ve karşı dava bakımından davadan feragate ilişkin beyanlarının, HMK'nın 74. maddesi de gözetildiğinde, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle asıl ve karşı davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının davalılardan ... Ltd. Şti. bakımından bozulmasına yönelik Dairemiz ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının anılan davalı bakımından açıklanan gerekçe ile bozulmasına, bozma sebep-biçimine göre davacı vekilinin davalılardan ... Ltd. Şti. hakkındaki Dairemiz bozma ilamına yönelik karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalılardan ... Gemisi Donatanı .... hakkındaki Dairemiz kararına yönelik karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin davalılardan ... Ltd. Şti. hakkındaki 22.03.2016 tarih ve 2015/7063 – 2016/3188 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenlerle ve anılan davalı yararına BOZULMASINA, davacı vekilinin bu davalı hakkındaki karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/8784 E. , 2017/2849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/02/2016 tarih ve 2014/1373-2016/122 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.05.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalının tasfiye memuru olduğu dava dışı Tasfiye Halinde... Taahhüt A.Ş'den olan alacağı nedeniyle aralarındaki tahkim anlaşmasına istinaden hakem heyetine başvurulduğunu, talebin reddine karar verildiyse de hakem heyeti kararının bozulduğunu sonrasında talebin kabulüne karar verildiğini, alacağın tahsili için Tasfiye Halinde ... İnşaat Taahhüt A.Ş. aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak adı geçen şirketin tasfiye süreci tamamlanmış olduğundan alacağın tahsili için hiçbir mal varlığının bulunmadığını, bu duruma sebep olan şirketin tasfiye memuru davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20'sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, şirketin tasfiyesinin tamamlandığı 20/03/2009 tarihinin üzerinden beş yıllık sürenin geçtiğini, şirketin tasfiyesinden önce davacı tarafından şirket aleyhine icra takibi yapılmadığı gibi bir dava da açılmadığını, dolayısıyla davalının sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, davacının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava dışı .... A.Ş.'de olan alacağına istinaden 17/04/2009 tarihinde ... Hakem Heyeti'ne başvurulduğu, davacının dava dışı şirketten 69.730,09 TL alacaklı olduğu yönünde karar verildiği, davacı tarafından dava dışı şirket hakkında yapılan ilamlı icra takibi soncunda şirketin tasfiye edildiğinin öğrenilmesi üzerine tasfiye memuru aynı zamanda şirket ortağı olan davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacının tasfiyenin tamamlandığı 20/03/2009 tarihinden önceye ilişkin gerek dava dışı şirket, gerekse davalı hakkında herhangi bir icra takibi yapmadığı, tasfiyenin tamamlandığı tarihten sonra hakem heyetine başvurulduğu, Ticaret Sicil Gazetesi'nde tasfiye işlemlerine ilişkin yapılan ilanlara rağmen davacının alacak müracaatında bulunmadığı, dava dışı şirketin borcundan dolayı tasfiye memuru olarak davalının herhangi bir hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/1148 E. , 2017/2814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dairemizce verilen 02.06.2015 gün ve 2015/2187 E. 2015/7536 K. sayılı karar usul ve yasaya uygun olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/1976 E. , 2017/2787 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2015 gün ve 2014/1125-2015/517 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 16.09.2015 tarihi itibariyle 2.080,00 TL'dir. Davacı vekili, 1.942,50 TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açmış, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dava değeri, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin ve ihbar olunan TMSF vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/4299 E. , 2017/2774 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Dava, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2014/9624 Esas - 2015/2651 Karar sayılı 19.02.2015 tarihli kararın direnme isteminden kaynaklanmaktadır.
Uyuşmazlığın niteliğine tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/7303 E. , 2017/2782 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/05/2015 tarih ve 2014/636-2015/405 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ... San. Tic. Ve A.Ş firmasının tesislerinin İnşaat ... Risks poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı firmanın şantiyesinde 16/04/2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık neticesinde 550 m kablo çalındığını, dava dışı sigortalıya tazminat bedeli ödendiğini, şantiye korumasının davalı firma tarafından sağlandığını belirterek sigortalısına ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı ...A.Ş firması ile davalı Grup Şirketlerinden ...Destek Hizmet ve Yönetim Danışmanlık Turizm Taş, Tic.ltd. Şti arasında gözetim ve danışmanlık hizmeti bulunduğunu, kendilerinin, hırsızlık sonucu oluşan zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, sözleşmeler, poliçe, hırsızlık ve zarar tutanakları, yapılan ödeme belgesi, alınan bilirkişi raporu ve tekmil dosya kapsamına göre davacı dışı firma tarafından yapılan inşaat sahasında, davalı firmanın güvenlik hizmeti sunduğu inşaat alanında meydana gelen hırsızlık sonucu... İnşaat firmasının zarara uğradığı, davacının inşaat All Risk sigorta poliçesi kapsamında sigortalısının zararını giderdiği, davalı güvenlik firmasının hırsızlık olayının meydana gelmesinde dolayısıyla davacı ... şirketinin sigortalısı Koray İnşaat firmasının zarara uğramasında %75 kusurlu olduğu, davacının rücuen tazminat talebinin bu miktar üzerinden kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 2.556,64 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 146,94 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/1922 E. , 2017/2776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2015/15539 E. , 2017/2781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/10/2015 tarih ve 2014/590-2015/516 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait şirkette oto yıkamacı olarak işe başladığını davalının... Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti' nin % 99 hisseye sahip büyük ortağı ve temsile yetkili müdürü olduğunu, davalının 2007 yılında devraldığı bu şirket üzerinden otomotiv ticareti yaptığını bir takım usulsüzlüklerle vergi kaçırdığını, davalının bu durumu bilerek 04/03/2011 tarihinde müvekkiline şirketteki hisselerinin tamamını devrettiğini, davalının vergi borçlarından kurtulmak için bu devir işlemini yaptığını, müvekkilini "Senin sigorta giriş işlemlerini yaptıracağız." diyerek kandırdığını, noter şirkete çağrılmak suretiyle devir işlemlerinin yapılıp gerekli diğer evrakların tanzim edildiğini, ancak noter huzurunda tanzim edilen bu evraklardaki imzaların müvekkiline ait olmama ihtimalinin çok yüksek olduğunu, hisse devri sözleşmesine göre satış bedeli olarak 19.800,00 TL davalıya ödenmiş gibi gösterildiğini, devir işleminin yapıldığı tarihte müvekkilinin 18 yaşında olup, ne müvekkilinin ne de ailesinin şirketin hisse devri bedelini ödeyecek imkana sahip olmadığını, hisse devri bedeli olarak gösterilen miktarın kanun gereği banka aracılığı ile ödenmesi gereken bir miktar olduğunu, banka kayıtları incelendiğinde böyle bir bedelin ödenmediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin şirketi devralmak ticaret yapmak gibi bir düşüncesi ve imkanı olmadığını, butlan ile malul olan bu hisse devri işleminin ve adına tahakkuk ettirilen vergi borçlarından haberdar olmayan müvekkilinin Aralık 2013 tarihinde askerlik dönüşünden sonra Ocak 2014'de aldığı tebligatlar sonucu durumdan haberdar olduğunu, Cumhuriyet Savcılığınca olayın yeteri kadar araştırılmaksızın takipsizlik kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ... Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti'nin davalıya ait % 99 hissesinin müvekkiline satışının butlan sebebiyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, şirket devrinin noter huzurunda yapıldığını, devir tarihi itibari ile şirketle ilgili herhangi bir vergi incelemesi veya vergi cezasının bulunmadığını, davacının devir sonrası şirketi idare edemediğini, kendi kusuru ile vergi incelemesi ve akabinde vergi cezasına sebebiyet verdiğini, ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğu üzere davacının şirket hisselerini devraldıktan sonra da ticari faaliyetine devam ettiğini, davacının açmış olduğu usul ve yasalara aykırı kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ... Gıda İnş. Tic. Ltd. Şti.'nde hissesi bulunduğunu 25/03/2013 tarihli Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde belirterek davalının hile ile elde ettiği imzaları kullanarak adına şirket kurduğunu beyan etmiş olduğundan, davacının hileyi en geç 25/03/2013 tarihinde öğrendiği, ancak eldeki davayı 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 05/12/2014 tarihinde açtığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/1972 E. , 2017/2784 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/07/2015 tarih ve 2014/1075-2015/630 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun'la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Şirket nezdinde sigortalı bulunan davalı Şirket'e ait emtianın Almanya'dan Türkiye'ye ... Nak. A.Ş. sorumluluğunda taşındığını, taşıma sonrasında sigortalı olan davalı Firma tarafından yapılan hasar kayıp ihbarına müteakip müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz raporuna istinaden 19/07/2010 tarihinde 13.929,00 TL hasar miktarının davalı Şirket'e ödendiğini, davalı Firma'nın almış olduğu işbu bedelin haksız zenginleşmeye sebep olduğunu bunun üzerine ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2787 E. no'lu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat davalı Şirket'in yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu beyan ederek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, taşınan emtianın kaybolmasının sorumluluğunun doğrudan dava dışı Balnak AŞ.' ye ait olduğunu ve kaybolan emtia bedelinin müvekkiline ödendiğini beyan ederek, işbu davanın reddini, %20'den aşağı olmamak üzere davacı tarafın tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm deliller ve bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı ... Şirketi tarafından davalı Sigortalıya 19/07/2010 tarihinde 13.929,00TL hasar bedeli ödendiği, ...Nak. Tic. A.Ş. aleyhine, .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/241 E. no'lu dosyasında dava açıldığı, emtianın kamyona hiç yüklenmediği tespit edilerek bu mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu nedenle 13.929,00 TL ödemenin haksız ve yersiz olup, davalı tarafta sebepsiz zenginleşmeye neden olduğu anlaşılmakla, mahkemece alınan 24/04/2015 tarihli rapor ile davalı tarafından davacı ... Şirketi'ne 13.929,00 TL asıl alacak ve 7.348,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.277,50 TL'nin ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2787 E. no'lu dosyasındaki itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye1.079,95 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2015/15500 E. , 2017/2788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07/07/2015 tarih ve 2015/13-2015/225 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 20.08.1999 keşide tarihli 1.045,00 TL, 31.08.1999 keşide tarihli 1.045,00 TL ve 10.09.1999 keşide tarihli 814,00 TL bedelli üç adet çekin hamiline yazılarak davalıya teslim edildiğini, daha sonra müvekkilinin 06.09.1999-11.04.2000 tarihleri arasında çek bedellerini ödediğini, ancak davalının 29.11.1999 tarihinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin 11.04.2004 tarihli haciz sırasında 12.720.00 TL borcu kabul ederek taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı alacaklıya borç miktarından fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek icra tehdidi altında yapılan fazla ödemenin tespiti ile iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, bankaya yapılan ödemelerin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle olduğunu, ödenmeyen başka çek alacaklarının da bulunduğunu, ödemelerin icra takibine konu alacakla ilgili olmadığını, zamanaşımı süresinin de geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalı ...'un yemin deliline dayandığı, davacının davalı ile aralarında dava konusu ticari ilişkiden başka ticari ilişkinin olmadığını, yapılan tüm ödemelerin icra takibine konu olan ticari ilişki nedeni ile yapılmış olduğunu hususunda yemin ettiği, davalının davacı ile aralarında başka hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağı bulunduğunu ve davacının yaptığı ödemelerin başka alacağa ilişkin olduğunu yasal deliller ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.500,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının redd