Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/1031 E. , 2014/1032 K.
ÖN İNCELEME, DENETİM ELEMANI, ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI, MÜFETTİŞ, İL ÖZEL İDARESİ "İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir. Özeti : Ön inceleme ile görevlendirilecek kişinin, hakkında ön inceleme yapacağı kişinin üstü konumunda veya teftiş kurullarında görev yapan denetim elemanı olması gerektiği hakkında.
KARAR
Hakkında İşleme Konulmama Kararı Verilen : …
İtiraz Edilen Karar : Şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 08.04.2014 tarih ve 11568 sayılı kararı
Karara İtiraz Eden : Şikayetçi …
Soruşturulacak Eylemler : İl Özel İdaresince Valilik emrine görevlendirilen 5 aracın tahsis işlemlerini yapmamak, bu araçlardan … plakalı aracı 237 sayılı Kanun’a aykırı olarak kullanmak, söz konusu aracın 03.02.2013 tarihinde mesai saatleri dışında kullanımı sırasında kaza yapmasına neden olmak, anılan kaza ile ilgili işlemleri geciktirmek, sahte belgelerle kazaya ilişkin bilgileri gizlemek ve perte ayrılan aracın satışını sağlamak
Eylem Tarihi : 2012-2013 Yılları
İçişleri Bakanlığının 20.06.2014 tarih ve 15811 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 08.04.2014 tarih ve 11568 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ile bu karara şikayetçi tarafından yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Elif Üzümcü'nün açıklamaları dinlenildikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmamasının, ihbar veya şikayetlerde kişi veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, ön incelemenin, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı ya da hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabileceği, inceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesinin esas olduğu, işin özelliğine göre bu merciin, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olan …'ın söz konusu iddiaları içeren şikayet dilekçesinin İçişleri Bakanlığının 13.02.2014 tarih ve 5316 sayılı yazısıyla Kayseri Valisine gönderilerek şikayet dilekçesinde belirtilen hususların Valilikçe değerlendirilmesinin, yapılan işlem sonucundan otuz gün içerisinde Bakanlığın bilgilendirilmesinin istenildiği, Kayseri Valiliğinin 24.02.2014 tarih ve 1854 sayılı yazısı ile İçişleri Bakanlığından, konunun önemi müfettiş bilgi ve tekniğini gerektirdiğinden 4483 sayılı Kanun’a göre gerekli ön incelemenin Bakanlıkça görevlendirilecek müfettiş tarafından yapılmasının istenildiği, ancak şifahi görevlendirme ile Vali Yardımcısına iddialarla ilgili olarak inceleme-araştırma raporu düzenlettirildiği ve bu rapora dayanılarak Valiliğin 12.03.2014 tarih ve 2405 sayılı yazısıyla Bakanlığa şikayetin işlemden kaldırılması yolunda kanaat bildirildiği, İçişleri Bakanı tarafından da itiraza konu şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararın verildiği anlaşılmıştır.
4483 sayılı Yasa’nın 4’üncü maddesi uyarınca şikayetin işleme konulmaması kararının izin vermeye yetkili makam tarafından verilebileceği açık olduğuna göre, şikayete konu olayla ilgili olarak bir araştırma yapılması durumunda, bu araştırmanın da 4483 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde ön inceleme yapılması veya yaptırılması bakımından aranan kriterler esas alınmak suretiyle, yani bizzat izin vermeye yetkili merci veya izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisindeki teftiş kurullarından görevlendirilecek bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında araştırma yapılacak kişinin üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı tarafından yapılması gerekeceği tabiidir. Aksi tutumun gerek yapılan araştırmanın gerekse bu araştırma raporu dayanak alınarak izin vermeye yetkili mercilerce verilecek işleme konulmama kararının objektifliğini, sıhhatini ve hukukiliğini tartışmalı hale getireceği ve 4483 sayılı Kanun’un prensiplerine aykırı olacağı açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın kabulü ile İçişleri Bakanı tarafından verilen şikayetin işleme konulmamasına ilişkin 08.04.2014 tarih ve 11568 sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın gereği için karar ekli olarak İçişleri Bakanlığına iadesine kararın bir örneğinin şikayetçiye gönderilmesine 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/751 E. , 2014/821 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Özeti : Katı atık yönetim sisteminin kurulması ve işletilmesi ile ilgili imtiyaz sözleşmesi taslağının uygulamada karışıklıklara ve aksamalara neden olacağı gerekçesi ile eksikliklerinin tamamlanması için iadesi hakkında.
Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği Başkanlığı (…) ile … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd.Şti ve … Katı Atık Yön. San. ve Tic. Ltd.Şti arasında akdedilen "Muğla Entegre Katı Atık Yönetimi Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İmtiyaz Sözleşmesi Taslağı" hakkında düşünce bildirilmesi istemine ilişkin İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 28.04.2014 tarih ve 8982 sayılı yazısında aynen:
"Muğla İli Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği'nin 11/04/2014 tarih ve 27 sayılı yazısı ve eklerinde; Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliğince 5355 sayılı Mahalli İdareler Birliği Kanunu’n 6’ncı maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’n 15’inci maddesinin (g) bendi gereğince "Muğla Entegre Katı Atık Yönetimi (Muğla EKAY) İşinin" imtiyaz devri yoluyla yaptırılması için, Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği tarafından hazırlanan projeye ait imtiyaz sözleşmesi taslağı ekte sunulmuştur.
Ekte sunulan imtiyaz sözleşmesi taslağının, 2575 sayılı Kanun’un 23’üncü maddesinin 18/12/1999 tarih ve 4492 sayılı Kanun’la değişik (d) fıkrasına göre incelenmesi hususunda gereğini arz ederim." denilmektedir.
Konuyla ilgili olarak yapılan çağrı üzerine Dairemizdeki toplantıya katılan Muğla Büyükşehir Belediyesi Avukatı Av. …, Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği Müdürü …, … Firması Atık Yönetimi Müdürü …'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra konu incelenerek;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği (…) ile … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd.Şti ile Teknik Katı Atık Yön. San. ve Tic. Ltd.Şti arasında akdedilen "Muğla Entegre Katı Atık Yönetimi Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İmtiyaz Sözleşmesi Taslağı" hakkında görüş bildirilmesi istenilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında sayılmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında, Belediyenin (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri, Danıştay'ın görüşü ve İçişleri Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Muğla Düzenli Katı Atık Depo Yapma ve İşletme Birliği (…) Meclisinin 26.10.2011 tarih ve 5 sayılı kararıyla, … üyesi belediyeler ve bunların mücavir alanlarını kapsamak üzere Muğla Entegre Katı Atık Yönetim Sisteminin kurulmasına ve bu işin imtiyaz yoluyla yapım ve işletilmesine karar verildiği, bu bağlamda hazırlanan İmtiyaz Sözleşmesi Taslağında da, Sözleşmeye konu işin Muğla Merkez, Akkaya Köyü, Sarıotluk Mevkiinde bulunan …, … hektar alanda yirmi dokuz yıl süreyle gördürüleceğinin belirtildiği, Muğla Entegre Katı Atık Yönetim Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İşinin, imtiyaz yoluyla yapımı ve işletilmesi için 2886 sayılı Kanun uyarınca 24.09.2013 tarihinde yapılan ihaleyi kazanan … İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd.Şti. … Katı Atık Yön. San.ve Tic. Ltd. Şti ile Birlik arasında paraflanan İmtiyaz Sözleşmesi Taslağının görüş bildirilmek üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
İmtiyaz Sözleşmesi Taslağı ve eki belgelerin incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
1-Bir kamu hizmetinin kurulması ve işletilmesi işinin, kamu idaresi tarafından imtiyaz usulüyle gördürülebilmesi için imtiyaz konusu işin yapılacağı alanda en az imtiyaz süresi kadar kullanma ve yararlanmaya ilişkin tüm izinlerin alınmış olması, görülecek kamu hizmetinin hangi
Araçlarla, hangi teknik aletler yardımıyla gördürüleceğinin açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir.
İmtiyaz konusu işin yapılacağı alana ilişkin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 11.04.2011 tarih ve 11273 sayılı yazısında, katı atık düzenli depolama alanı ve katı atık bertaraf tesisi kurulmak üzere tapu kayıtları belirtilen …, …, … pafta, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar ile … pafta, … parsel sayılı taşınmaz olmak üzere 4 parselden oluşan toplam 158.667,58 metrekare yüzölçümlü alanın 2 yıl için …'e ön tahsisinin uygun görüldüğünün belirtildiği, bu yazıda 2 yıl içerisinde yatırım projesinin hazırlanması, yatırım programına alınması ve tesis/bina inşaatına başlanılması halinde ön tahsisin hizmet süresince devamı için kesin tahsise dönüştürülmesi yönünde talepte bulunulacağı, aksi halde tahsis işleminin herhangi bir işleme ve yazışmaya gerek olmaksızın kendiliğinden kalkmış sayılacağı hususlarının bildirildiği, ancak … tarafından iki yıllık ön tahsis süresi içerisinde yatırım projesinin hazırlanamadığı ve inşaata başlanılamadığı, bu nedenle ön tahsis süresinin 14.03.2014 tarihinden geçerli olmak üzere 2 yıl süreyle daha uzatıldığı, ancak imtiyaz konusu işin yürütüleceği ve tesislerin yapılacağı alana ilişkin olarak sözleşmenin süresi olan 29 yılı kapsayacak şekilde kesin izin (kesin tahsis belgesi) alınamadığı,
2- Sözleşme Taslağında, imtiyaz konusu işin katı atıkların toplanmasını, taşınmasını, depolanmasını ve bertarafını kapsadığı belirtilmekle birlikte, Sözleşmenin içeriğinde ve Teknik Şartnamede tıbbi atıklarla ve ambalaj atıklarıyla ilgili düzenlemelere de yer verildiği, dolayısıyla imtiyaz konusu işin kapsamına, tıbbi atıkların ve ambalaj atıklarının toplanmasının, taşınmasının ve bertarafının da alındığı, ancak Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde, tıbbi atıkların toplanmasında ve taşınmasında kullanılacak araçların tıbbi atık taşıma lisansı almaları zorunlu, farklı teknik özelliklere sahip araçlar olduğu, tıbbi atık üreticilerinin tıbbi atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı için gereken harcamaları bertaraf eden kurum ve kuruluşa ödemekle yükümlü olduğu, ayrıca tıbbi atık bertaraf ücretinin her yıl mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edileceği ve oluşturulacak geçici tıbbi atık depolarına da ruhsat alınması gerektiği gibi birtakım hükümler öngörüldüğü, bu hükümlerden hareketle anılan Sözleşme kapsamında tıbbi atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı için zorunlu faaliyetlerin yürütülebilmesi için gerekli lisans, izin ve onayların alınmamış olduğu, öte yandan, Sözleşme kapsamında tıbbi atıkların ve ambalaj atıklarının hangi sayıda ve nitelikte araçlarla toplanacağı, hangi transfer istasyonuna götürüleceği, hangi istasyondan aktarma yapılacağı, tıbbi atıkların ve ambalaj atıklarının taşıma ve bertarafına ilişkin nasıl ve ne şekilde ücretlendirme yapılacağı hususlarının belli olmadığı, gerek katı atıkların, gerekse tıbbi ve ambalaj atıklarının toplanması, taşınması işinin kaç adet konteyner, kamyon, vb. araçlarla yürütüleceğinin belirsiz olduğu, tıbbi atıklar açısından kaç adet transfer istasyonu öngörüldüğü, tıbbi atık bertaraf tesisinin özellikleri, yapımı gibi hususların Sözleşmede ve Teknik Şartnamede düzenlenmediği, Sözleşme kapsamındaki işlerin Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle birlikte yapılacağı ve yürütüleceği dikkate alındığında, belirtilen hususlarda eksiklikler içeren Sözleşmenin uygulanmasında güçlükler yaşanacağı, bu haliyle Sözleşmenin tereddüde ve ihtilaflara açık olduğu, kaldı ki, Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren kamu hizmetinde hiçbir aksama olmaması gerektiği,
3- 06.12.2012 tarih ve 28489 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1’inci maddesinin birinci fıkrasında, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulacak ve il belediyeleri büyükşehir belediyelerine dönüştürülecek iller arasında Muğla'nın da sayıldığı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, bu maddenin 1’inci ve 2’nci fıkralarında sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı, köylerin mahalle olarak, belediyelerin ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıklarının belirtildiği, Kanun’un Geçici 1’inci maddesinin yirmi üçünçü fıkrasında da, Bu Kanundaki il özel idaresi, belediye ve köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasına, il belediyesinin büyükşehir belediyesine dönüştürülmesine, büyükşehir belediye sınırının ilin mülki sınırlarına genişletilmesine, mülki sınır değişikliği yapılmasına ve ilçe belediyesi kurulmasına dair hükümlerin ilk mahalli idareler genel seçimlerinde uygulanacağının hükme bağlandığı, bu bağlamda, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Muğla Belediyesinin tüzel kişiliğinin Muğla Büyükşehir Belediyesine dönüştürüldüğü, … üyesi olan Bayır, Yeşilyurt, Yerkesik ve Kafaca Belediyelerinin Menteşe Belediyesine, Bozarmut, Turgut, Bencik, Yeşilbağcılar, Bozüyük Belediyelerinin Yatağan Belediyesine, Akyaka ve Gökova Belediyelerinin Ula Belediyesine, Çamlıbel Belediyesi ve Çamboyu Belediyelerinin Kavaklıdere Belediyesine katıldıkları, böylece 6360 sayılı Kanun’un uygulanmasıyla birlikte … üyesi olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi ile 3 adet İlçe Belediyesinin kaldığı, Birliğin 4 Belediyeden kurulu bir Birlik haline geldiği, öte yandan, söz konusu Kanun ile büyükşehir belediyelerinin sınırlarının mülki sınırlar haline getirildiği, dolayısıyla Muğla Büyükşehir Belediyesinin sınırının da Muğla İl sınırı haline geldiği, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’nci maddesinin (i) bendi uyarınca büyükşehir katı atık yönetim planının yapılması veya yaptırılması gerektiği, katı atık toplama ve aktarma istasyonuna kadar taşıma görevi ilçe belediyelerine, katı atık ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi, depolanması bertarafı görevinin büyükşehirlere, tıbbi atık toplama, taşıma ve bertaraf görevinin de büyükşehirlere ait olduğu göz önüne alındığında, Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan ancak Birlik üyesi olmayan, bu nedenle de Sözleşme kapsamı dışında tutulan Muğla İli İlçelerinin katı atıklarının depolanması ve bertarafı ile tıbbi atıklarının toplanması, taşınması ve bertarafı işinin Sözleşme kapsamı dışında kaldığı, bu hususlarla ilgili olarak Dairemizde yapılan toplantıya katılan idare temsilcilerince, İmtiyaz Sözleşmesi kapsamında kurulacak olan Muğla Entegre Katı Atık Yönetimi Sisteminin, İlçe Belediyeleriyle haricen yapılacak protokollerle Birlik üyesi olmayan İlçe Belediyelerinin katı atıklarının bertarafında da kullanılacağının ifade edildiği, ancak bu durumun İmtiyaz Sözleşmesinin dayanağı ihalenin rekabet ve açıklık ilkelerini zedeleyeceği, Birlik üyesi dışında kalan İlçe Belediyeleri arasında katı atıkların ve tıbbi atıkların taşınması, toplanması ve bertarafına ilişkin hizmetlerin yerine getirilmesinde farklı uygulamalara ve aksamalara yol açacağı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle imtiyaza konu bir kısım işlerle ilgili hükümler içermeyen, mevzuat değişikleri sonucunda imtiyaza konu hizmetlerin sunulmasında karışıklığa ve aksamaya neden olacak uygulamalara imkan verecek şekilde düzenlenen "Muğla Entegre Katı Atık Yönetimi Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İmtiyaz Sözleşmesi Taslağı" hakkında bu aşamada görüş bildirilmesine olanak bulunmadığından, yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla sözleşme taslağının İçişleri Bakanlığına iadesine, 2575 sayılı Danıştay Kanun’unun 46’ncı maddesinin (b) bendi uyarınca İdari İşler Kurulunda görüşülmek üzere dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/779 E. , 2014/799 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Özeti : İdari dava olarak talepler içeren dava dilekçesi ve eklerinin taleplerle ilgili inceleme yapmakla görevli idari dava dairesine gönderilmesi hakkında.
KARAR
Danıştay Altıncı Dairesinin 03.04.2014 tarih ve E:2014/2173, K:2014/2653 sayılı gönderme kararıyla gönderilen dosya ile Dairemizin 29.03.2012 tarih ve E:2012/474, K:2012/526 sayılı kararına konu İzmir İli, Bornova İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın … Üniversitesine devrine yönelik işlemin iptali, Kamulaştırma Kanununun 30’uncu maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması, Anayasa Mahkemesince bu konuda karar verilinceye kadar davanın geri bırakılması ile yürütmenin durdurulması, keşif ve duruşma istemine ilişkin İzmir Ticaret Borsasının 09.07.2012 tarihli dava dilekçesi ve ekleri, Tetkik Hakimi Baki Boybaşı'nın açıklamaları dinlenildikten sonra, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun "Bir idareye ait taşınmaz malın diğer idareye devri" başlıklı 30’uncu maddesinde, kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak ve irtifak haklarının diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağı, taşınmaz mala; kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan idarenin, 8’inci madde uyarınca bedeli tespit edeceği, bu bedel esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvuracağı, mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlığın, alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti İzmir Ticaret Borsasına ait Bornova İlçesi, Kazımdirik Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın Dairemizin 29.03.2012 tarih ve E:2012/474, K:2012/526 sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi gereğince … Üniversitesine devrine karar verildiği, bu kararımız üzerine … Üniversitesi tarafından İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/183 sayısına kayıtlı olan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, bu davanın 14.06.2012 tarihinde yapılan duruşmasında, davalı İzmir Ticaret Borsası vekilince kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda iptal davası açabileceğinin belirtilmesi üzerine, Mahkemece verilen 14.06.2012 tarih ve E:2012/183 sayılı kararla, kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda iptal davası açabileceğine, bunun için davalıya tensip tutanağının tebliğinden itibaren 30 gün süre verilmesine karar verildiği, bu karar da dayanak alınarak İzmir Ticaret Borsası tarafından taşınmazın devrine ilişkin işlemin (… Üniversitesi Mütevelli Heyetinin 04.07.2011 tarih ve 49 sayılı kararının) iptali istemiyle İzmir 2. İdare Mahkemesine dava açıldığı, Mahkemenin 12.7.2012 tarih ve E:2012/1348, K:2012/1337 sayılı kararında özetle, söz konusu taşınmazın Danıştay Birinci Dairesinin 29.03.2012 tarih ve E:2012/474, K:2012/526 sayılı kararıyla 2942 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi gereğince … Üniversitesine devrine karar verildiği, her ne kadar İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/183 esas sayılı kararında 30 gün içinde kamulaştırma işleminin iptali için idari yargıda iptal davası açılabileceğinin belirtilmesi üzerine bakılan dava açılmış ise de, idari yargı yerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10’uncu maddesi uyarınca kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılmaması halinde (doğrudan bedel tespiti ve taşınmaz tescili için Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davanın duruşma davetiyesinin tebliği üzerine) dava açılması mümkün olup, Kamulaştırma Kanununun 30’uncu maddesi kapsamında iki idare arasında taşınmaz devrinden doğan uyuşmazlığın Danıştay ilgili dairesince çözümlendiği ve Dairece verilen kararın kesin olduğu, taşınmazın … Üniversitesine devrine ilişkin işlemin, idari davaya konu edilebilecek, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliği taşımadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine verilen Danıştay Altıncı Dairesinin 17.06.2013 tarih ve E:2012/7150, K:2013/4298 sayılı kararında özetle, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun "İlk Derece Mahkemesi Olarak Danıştayda Görülecek Davalar" başlıklı 24’üncü maddesine göre Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlayacağı hükmüne yer verildiği, uyuşmazlığın ise, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi uyarınca davacı İzmir Ticaret Borsasına ait taşınmazın davalı … Üniversitesi Rektörlüğüne devri yolunda, Danıştay İdari İşler Kurulu ile Danıştay Birinci Dairesi tarafından karar verilmesinden ve Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmasından sonra idari dava biçiminde sürdürüldüğü, 2575 sayılı Yasa’nın 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (d) bendi uyarınca açılmış bir dava olması nedeniyle idare mahkemesinin görev alanına girmeyen uyuşmazlık hakkında verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği belirtilerek anılan Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 23.01.2014 tarih ve E:2014/72, K:2014/68 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak davanın görev yönünden reddine ve dosyanın Danıştay’a gönderilmesine karar verildiği, bu karar üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 03.04.2014 tarih ve E:2014/2173, K:2014/2653 sayılı kararı ile Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi ile ilgili uyuşmazlığın incelenmesinin Danıştay Altıncı Dairesinin görevi içinde olmadığı, 2575 sayılı Yasa’nın 42’nci maddesinin (g) bendi uyarınca Danıştay Birinci Dairesine ait dosyanın esas kaydının kapatılarak Dairemize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2’nci maddesinde, idari dava türlerinin iptal davaları, tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olduğunun belirtildiği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24’üncü maddesinde de, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak Danıştay İdare Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlayacağı hükmüne yer verildiği, Danıştay Altıncı Dairesinin 03.04.2014 tarih ve E:2014/2173, K:2014/2653 sayılı kararı ile bu bozmaya uyulduğuna ilişkin İzmir 2. İdare Mahkemesinin 23.01.2014 tarih ve E:2014/72, K:2014/68 sayılı kararında, söz konusu uyuşmazlığın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi uyarınca davacı İzmir Ticaret Borsasına ait taşınmazın davalı … Üniversitesi Rektörlüğüne devri yolunda, Danıştay İdari İşler Kurulu ile Danıştay Birinci Dairesi tarafından karar verilmesinden ve Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmasından sonra idari dava biçiminde sürdürüldüğü belirtilerek Danıştay tarafından ilk derece görülecek dava niteliğinde bulunduğu hususuna yer verildiği, Danıştay’ın idari dairesi olan Birinci Dairenin görevleri 2575 sayılı Kanun’un 42’nci maddesinde sayılmış olup Birinci Dairenin idari uyuşmazlıkları dava yoluyla veya temyiz merci olarak çözümlemekle görevli olmadığı, İzmir Ticaret Borsasının dava dilekçesindeki taleplerinin ise, uyuşmazlık konusu taşınmazın … Üniversitesine devrine yönelik işlemin iptali, Kamulaştırma Kanununun 30’uncu maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması, Anayasa Mahkemesince bu konuda karar verilinceye kadar davanın geri bırakılması ve yürütmesinin durdurulması, duruşma ve keşif yapılması olduğu, 2575 sayılı Kanun uyarınca Dairemizin görevleri arasında bulunmayan bu taleplere ilişkin dosyanın esas kaydının kapatılmasına, dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmek üzere Danıştay Başkanlığına sunulmasına 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/820 E. , 2014/782 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Özeti : Öğrenci için 2547 sayılı Kanunu’n 53’üncü maddesinin uygulanamayacağı hakkında.
KARAR
Şüpheliler :
1- … Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü
2- … Aynı Yüksekokulda Öğretim Görevlisi
3- … Aynı Yüksekokulda Öğrenci
Suçları : Aynı Yüksekokulda öğretim görevlisi olan şikayetçi …'un Yüksekokulda öğrenci olan … hakkında Gaz ve Tesisat Teknolojisi Programı Isıtma Tesisatı ve Uygulamaları II Final Sınavı cevap anahtarına yazmış olduğu yazılarla ilgili olarak yaptığı şikayete ilişkin disiplin soruşturmasını mevzuata uygun olarak yapmamak, soruşturma evrakında tahrifat yapmak ve gerçeğe aykırı olarak düzenlenen bu evrakı soruşturmada kullanmak
Suç Tarihi : 2012 Yılı
İncelenen Karar : Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 19.3.2014 tarih ve 2014/6 sayılı men-i muhakeme kararı
Karara İtiraz Eden : Şikayetçi …
İnceleme Nedeni : Yasa gereği kendiliğinden
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünün 12.05.2014 tarih ve 8028-9490 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Fatih Karaman'ın açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53’üncü maddesi uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre mevcut delillerin, atılı suçlardan dolayı şüpheliler … ve … hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 19.03.2014 tarih ve 2014/6 sayılı kararının; … ve …'in men-i muhakemelerine ilişkin kısmının onanmasına,
…'nın ise, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunda öğrenci olduğu ve 2547 sayılı Yasa’nın 53’üncü maddesinde sayılan Üniversite personelinden olmaması nedeniyle bu kişinin görevi dolayısıyla ya da görevini yaptığı sırada işlediği bir suçtan söz edilemeyeceği, bu nedenle adı geçen hakkında 2547 sayılı Yasa’nın 53’üncü maddesi uyarınca ceza soruşturması yapılamayacağı ve son soruşturmanın açılıp açılmaması yolunda bir karar alınamayacağı anlaşıldığından, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 19.03.2014 tarih ve 2014/6 sayılı kararının; …'nın men-i muhakemesine ilişkin kısmının bozulmasına, dosyanın … yönünden tefrik edilerek hakkında genel hükümlere göre işlem yapılması için Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere karar ekli olarak Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/791 E. , 2014/713 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Özeti : Mevzuatta bakanlığa verilen kamulaştırma yetki ve görevinin kaymakamlıkça kullanılamayacağı, kaymakamlığın ihtiyaç sahibi idare olarak değerlendirilemeyeceği hakkında.
Kütahya İli, Tavşanlı İlçesi, Karakaya Köyü Tüzel Kişiliği ile aralarında çıkan uyuşmazlığın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesi uyarınca çözümlenmesine ilişkin Tavşanlı Kaymakamlığının 05.05.2014 tarihli dilekçesinde aynen;
"Tavşanlı Karakaya Köyü ve … Mak. Oto. Mad. Pet. Ür. İnş. Taah. Taş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. uhdesinde bulunan maden işletme ruhsat sahası ile ilgili olarak ruhsat sahibi şirket tarafından Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilen dilekçeye istinaden maden sahası olarak kullanılmak amacıyla Maden Kanunu'nun 46. Maddesi kapsamında kamulaştırması talep edilen taşınmazlardan;
… ada … parselde 12,00 m2 lik Su Deposu taşınmaz tapu kayıtlarında Karakaya Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlıdır.(EK:1)
Taşınmaz hakkında Enerji Bakanlığınca alınmış olan 03.06.2013 tarih ve 82 sayılı kamu yararı kararı (EK:2) ile Tavşanlı Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulunca alınmış olan 15.08.2013 tarih ve 2013/54 sayılı Kamulaştırma Kararı (EK:3) gereğince, Enerji Bakanlığının taşra teşkilatı bulunmadığından Kaymakamlığımızca kamulaştırma işlemlerine başlanılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesine göre bedel tespiti yapılarak Karakaya Köyü Tüzel Kişiliğine 21.02.2014 tarih ve 236 sayılı yazı ile taşınmazın devrine muafakat edilip edilmediği sorulmuştur.(EK:4)
Ancak Karakaya Köy Tüzel Kişiliğince 03.03.2014 tarihinde tebliğ alınan yazıya altmış gün içerisinde herhangi bir cevap verilmemiştir. Bu sebeplerle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 30. maddesi gereğince iki kurum arasındaki anlaşmazlığın giderilmesi için mahkemenize başvurma zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, Diğer mevzuat
DELİLLER : Enerji Bakanlığının 03.06.2013 tarih ve 82 sayılı Kamu Yararı Kararı ve Ekleri
Tavşanlı Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulunca alınmış olan 15.08.2013 tarih ve
2013/54 sayılı Kamulaştırma Kararı
Karakaya Köyü Tüzel Kişiliğine yazılan talep yazısı ve Ekleri ve tebligat örneği
Tapu Kayıt Örneği
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle ve Başkanlığınızca re'sen tespit edilecek sair nedenlerle Karakaya Köyünde bulunan … ada … parselde Karakaya Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı taşınmazların maden sahası olarak kullanılmak üzere 3942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 30. maddesi gereğince hazine adına devrine karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim." denilmekte olduğundan konu incelenerek;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30’uncu maddesinde, kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak haklarının diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağı, taşınmaz mala, kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan idarenin, 8 inci madde uyarınca bedelini tespit edeceği, bu bedel esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvuracağı, mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlığın, alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay’ın ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanacağı hükmü yer almaktadır.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46’ncı maddesinin beşinci fıkrasında, işletme ruhsatı safhasında işletme faaliyetleri için gerekli olan özel mülkiyete konu taşınmazın, taraflarca anlaşma sağlanamaması ve işletme ruhsatı sahibinin talebi üzerine Bakanlıkça kamu yararı bulunduğuna karar verilmesi halinde kamulaştırılacağı, aynı maddenin altıncı fıkrasında ise, kamulaştırma işlemlerinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Kütahya İli, Tavşanlı İlçesi sınırları içinde IV. grup maden işletme ruhsatı sahibi olan firmanın, toplam 13,25 hektar özel mülkiyete konu 138 adet parselin Maden Kanunu’nun 46’ncı maddesi kapsamında kamulaştırılması talebiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne başvurduğu, bu başvuru üzerine Enerji Bakanının 31.05.2013 tarih ve 82 sayılı oluruyla söz konusu alan için kamulaştırma kararı alındığı, bu karar uyarınca alınan Tavşanlı Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulunun 15.08.2013 tarih ve 2013/54 sayılı kararıyla, Tavşanlı İlçesi, Karakaya Köyünde bulunan 43 adet parselin 3213 sayılı Kanun’un 46’ncı maddesi gereğince Hazine adına kamulaştırılmasına karar verildiği, söz konusu taşınmazlar arasında yer alan Karakaya Köyü, … ada, … parsel sayılı, 12,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın mülkiyetinin Karakaya Köyü Tüzel Kişiliğine ait olduğunun anlaşılması üzerine de Tavşanlı Kaymakamlığının 21.02.2014 tarih ve 236 sayılı yazısıyla adı geçen Köy Tüzel Kişiliğinden, anılan taşınmazın 2942 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi kapsamında devrinin istenildiği görülmekle birlikte, Maden Kanunu’nun 46’ncı maddesinde, taraflarca anlaşma sağlanamayan ve Bakanlıkça kamu yararı bulunduğuna karar verilen özel mülkiyete konu taşınmazların 2942 sayılı Kanun kapsamında kamulaştırma işlemlerinin yapılacağının hükme bağlandığı, bu dosyada devri istenilen taşınmazın ise Karakaya Köyü Tüzel Kişiliğine ait, özel mülkiyete konu olmayan bir taşınmaz olduğu, 2942 sayılı Kanunu’n 30’uncu maddesine göre de söz konusu taşınmaz malın devri için ancak bu mala ihtiyacı olan idarenin başvurabileceği, Tavşanlı Kaymakamlığının 2942 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi kapsamında söz konusu taşınmaz mala ihtiyacı olan idare kapsamında olmadığı görülmüştür.
Bu durumda devri istenilen Kütahya İli, Tavşanlı İlçesi, Karakaya Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi gereğince devri yolunda gerek Karakaya Köyü Tüzel Kişiliğine, gerekse Danıştay’a yapılacak başvurunun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılması gerektiği, Tavşanlı Kaymakamlığının mevzuat uyarınca söz konusu taşınmaza ihtiyacı olan idare olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın Tavşanlı Kaymakamlığına iade edilmek üzere Danıştay Başkanlığına sunulmasına 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/380 E. , 2014/327 K.
"İçtihat Metni"
Özeti : 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesinin birinci fıkrasındaki para cezası öngören hükmün iptalinden bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar geçen sürede, anılan hüküm uyarınca para cezası uygulanamayacağı hakkında.
Haklarında Ön İnceleme Yapılanlar :
1- … İzmir İli, … Belediye Başkanı
2- … İzmir ili, … Başkan Yardımcısı- Encümen Üyesi
3- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi
4- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi
5- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi
6- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi Yazı İşl.Md.
7- … İzmir İli, … Belediyesi Encümen Üyesi APK Md.
8- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi Mali Hiz.Md.
9- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi İmar Md.
10- … İzmir ili, … Belediyesi Encümen Üyesi Fen İşl.Md.V.
İtiraz Edilen Karar : Haklarında ön inceleme yapılanların tümü için soruşturma izni verilmesine ilişkin İçişleri Bakanının 02.09.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2013/313 sayılı kararı
Karara İtiraz Edenler : Haklarında soruşturma izni verilen …, …, …, …, … ve …
Karara İtiraz Etmeyenler : Haklarında soruşturma izni verilen …, …, … ve …
Soruşturulacak Eylemler :
…, …, …, …, … ve …'ın:
… Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak inşa edilen yapı için imar para cezası vermemek ve anılan binanın yıkımına ilişkin Belediye Encümeninin 03.11.2009 tarihli, 2009/555 sayılı kararını uygulamamak suretiyle yapı sahibine çıkar sağlamak
Eylem Tarihi : 2009 Yılı ve sonrası
İçişleri Bakanlığının 27.02.2014 tarih ve 2446 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 02.09.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2013/313 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Arzu Bozkurt Şen'in açıklamaları dinlenildikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca itiraz edenler yönünden incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Dosyanın incelenmesinden; … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak inşa edilen yapı için 08.09.2009 tarihli yapı tatil zaptının düzenlendiği, Belediye Encümeninin 03.11.2009 tarihli kararıyla anılan yapının yıkımına karar verildiği, aynı yapı için Türk Ceza Kanunu’nun 184’üncü maddesine göre işlem yapılması için suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan "Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir." hükmünden bahisle mahkeme sonucuna göre 3194 sayılı Kanun’un 42’nci maddesi uyarınca işlem yapılmasına karar verildiği, anılan suç duyurusu üzerine açılan davada; Karşıyaka 1’inci Asliye Ceza Mahkemesinin 20.05.2010 tarih ve E:2009/794, K:2010/368 sayılı kararıyla, yapı sahibinin 10 ay hapis cezası ile tecziyesine karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, Belediye Encümenince verilen yıkım kararının ise uygulanmadığı anlaşılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’inci maddesinin birinci fıkrasının "...500 000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir." bölümünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 17.04.2008 tarih ve E:2005/5, K:2008/93 sayılı kararı ile anılan ibarenin iptaline karar verildiği, bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesinin öngörüldüğü, 05.11.2008 tarih ve 27045 sayılı Resmi Gazetede bu karar yayımlandığı halde bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede belirtilen konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı ve Anayasa Mahkemesi kararının 05.03.2009 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiği 17.12.2009 tarih ve 27435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 sayılı Kanun ile de 3194 sayılı Kanun’un 42’nci maddesinin yeniden düzenlendiği görülmüştür.
Belediye Encümeninin 03.11.2009 tarihli kararıyla ruhsatsız inşa edilen söz konusu yapı için yıkım kararı alınmasına karşın imar para cezası verilmemesi nedeniyle Belediye Encümeni üyelerinin cezai sorumlulukları bulunduğu belirtilmiş ise de, yapı tatil zaptının 08.09.2009 tarihinde tutulduğu ve Encümen kararının 03.11.2009 tarihinde tesis edildiği, bu tarihte imar para cezası verilmesine dayanak teşkil eden yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğu ve iptal kararının yürürlüğe girdiği, yeni düzenlemenin ise henüz yürürlüğe konulmadığı, bu nedenle anılan tarih itibarıyla yapıyla ilgili olarak imar para cezası verilmesinin yasal dayanağı bulunmadığı, bu itibarla 03.11.2009 tarihli Encümen kararına katılan …, …, … ve …'a isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, adı geçenlerin itirazlarının kabulüyle İçişleri Bakanının 02.09.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk.2013/313 sayılı kararının; …, …, … ve … için soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına,
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesinde yapılan düzenlemenin 17.12.2009 tarihinde yürürlüğe girdiği, söz konusu yapıdaki imara aykırılığın ise devam ettiği, dolayısıyla yapıyla ilgili olarak yaptırım uygulanması mümkün olduğu halde, bu yönde işlem tesis edilmesi için gereğini yapmayan İmar Müdürü … ve yıkım kararının uygulanmasını sağlamayan Belediye Başkanı …'a isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 02.09.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk. 2013/313 sayılı kararının; adı geçenler için soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmına yapılan itirazların reddine,
Dosyanın itirazları reddedilen … ve … ile haklarında belirtilen eylemden soruşturma izni verilmekle birlikte bu dosyada itirazları bulunmayan …, …, … ve … için gereği yapılmak üzere karar ekli olarak Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/232 E. , 2014/25 K.
"İçtihat Metni"
Özeti : Şikayetçinin çalışma odasına gizlice kurulan kamerayla görüntülerini kaydetmek eyleminin, özel hayatın gizliğini ihlal suçunu oluşturacağı hakkında.
KARAR
Şüpheliler :
1- … … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi
2- … … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Müdürü
3- … … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Müdürü
Suçları : Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Morg Ünitesinde sözleşmeli memur olarak görev yapan şikayetçi ...'ün çalışma odasındaki yangın alarmı cihazına gizli kamera kurdurmak ve görüntülerini kaydetmek suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal etmek
Suç Tarihi : 2012 Yılı
İncelenen Karar : … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 17.12.2013 tarih ve 14 sayılı men-i muhakeme kararı
Karara İtiraz Eden : Şikayetçi …
İnceleme Nedeni : Yasa gereği kendiliğinden
… Üniversitesi Rektörlüğünün 03.02.2014 tarih ve 1364 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı ve bu karara şikayetçi tarafından yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Osman Çolak'ın açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesi uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
Dosyanın incelenmesinden, … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Morg Ünitesinde sözleşmeli memur olarak görev yapan şikayetçi …'ün 08.06.2012 tarihli dilekçe ile, çalışma odasında bulunan yangın alarm cihazına gizli kamera yerleştirildiği, bu durumun tutanak ve resim çekilmek suretiyle tespit edildiği, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği iddiasıyla Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, konuyla ilgili olarak Rektörlükçe yapılan soruşturma sonucu düzenlenen fezlekede, şüphelilerin ifadelerinde özetle; kamera sisteminin Hastanenin güvenliğini sağlamak amacı ile kullanıldığı, …'ün çalışma odasının, ölüm kayıt defterinin bulunduğu kayıt odası olduğu, bu odanın kişisel bir oda olmadığı, bahse konu kameranın kişisel takip amaçlı olmadığı, Morg Ünitesine giren çıkanları görüntüleyen, art niyetli kişilere yönelik önlem amacıyla duman ikaz sistemine yerleştirilen bir kamera olduğu, Hastanenin güvenlik açısından riskli olan tüm birimlerinde kamera bulunduğu, Morg Ünitesinin bodrum katında kritik bir yer olduğu hususlarını beyan ettikleri, söz konusu ifadeler değerlendirilmek suretiyle şikayetçinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmediği, bu iddiayı ispatlayacak somut bilgi, belge ve delile ulaşılamadığı belirtilerek şüphelilerin men-i muhakemelerine karar verilmesinin önerildiği, Yetkili Kurulca da bu öneri doğrultusunda karar verildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, şikayetçinin Morga yerleştirilen gizli kameralar ile görüntülerinin kaydedildiğine ilişkin şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurul tarafından verilen 17.12.2013 tarih ve 13 sayılı men-i muhakeme kararının Dairemizin 30.01.2014 tarih ve E:2014/140, K:2014/129 sayılı kararıyla onandığı, bu dosyada ise şikayetçinin, çalışma odasındaki yangın alarm cihazına gizli kamera kurdurularak özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddialarının soruşturulduğu, anılan soruşturma sonucunda da Yetkili Kurulun 17.12.2013 tarih ve 14 sayılı kararıyla şüphelilerin men-i muhakemelerine karar verildiği, böylece biri Morg Ünitesi, diğeri şikayetçinin çalışma odası olmak üzere gizli kamera kurdurulması ve görüntülerin kaydedilmesi eylemleri nedeniyle soruşturma yapıldığı, her iki suçun da suçun işlendiği yer itibarıyla birbirinden farklı olduğu görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Özel hayatın gizliliği ve korunması" başlığı altındaki 20’nci maddesinde, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı hüküm altına alınmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Özel hayatın gizliliğini ihlal" başlıklı 134’üncü maddesinde ise, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimsenin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde ise verilecek cezanın bir kat artırılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu suçun maddi unsurunun, kişilerin gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi olduğu, anılan suçla korunan hukuki menfaatin ise, kişilerin gizli yaşam alanlarının kayıt altına alınmasının önüne geçilmesi, bu şekilde kişilerin mahremiyet hakkını, özel hayatına müdahalenin korunması olduğu açıktır.
Olayda, Üniversite tarafından şikayetçiye bir anlamda yaşam alanı olarak tahsis edilen odadaki yangın alarmı cihazına gizli kamera yerleştirilmek suretiyle şikayetçinin özel hayatının gizlice kayda alındığı, bu durumun tutanak düzenlenmek ve resim çekilmek suretiyle somut olarak ortaya konulduğu, kaldı ki, şüphelilerin ifadelerinde de bu durumun kabul edildiği, şikayetçinin kişisel odası niteliğinde sayılması gereken çalışma odasına gizlice kamera yerleştirmek ve şikayetçiyle ilgili hususları kayda almak suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun işlendiği, bu nedenlerle mevcut delillerin atılı suçtan dolayı şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 17.12.2013 tarih ve 14 sayılı men-i muhakeme kararının bozulmasına, atılı suç nedeniyle şüphelilerin lüzum-u muhakemelerine, eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun 134 üncü maddesi uyarınca yargılanmalarına, yargılamanın … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına, dosyanın karar ekli olarak Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğüne ve itiraz edene gönderilmesine 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2014/138 E. , 2014/173 K.
"İçtihat Metni"
Özeti : Üniversiteye ait olması gereken gelirlerin üniversitenin spor kulübü derneğine yatırılmasını sağlayarak 5072 sayılı Kanun’un 2/g maddesine aykırı davranmak eyleminin, görevi kötüye kullanmak suçuna karşı geldiği hakkında.
KARAR
Şüpheli : …
Suçları :
1- … Satış ve Dağıtım Anonim Şirketi ile … Üniversitesi arasında imzalanması gereken "Direkt Satış Noktası Sözleşmesi"ni … Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı olarak imzalayarak bu Sözleşme karşılığında adı geçen Şirket tarafından ödenen 250.000,00 TL'nin Üniversite yerine Dernek hesabına geçirilmesini sağlamak ve 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla İlişkilerine Dair Kanun’un 2/g maddesine aykırı hareket etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak,
2- Büyük Acil ve Çocuk Acil Taksi Durakları tarafından yapılan bağışların Üniversite yerine Dernek hesabına geçirilmesini sa